Var mı Gelen?

Türkiye Cumhuriyeti üzerinde ki provokasyonların sonlanmayacağını hepimiz biliyoruz.Kürt kardeşlerimiz ile ilgili olan, sorun olarak görülen durum çözülse bile Aleviler ,olmazsa Ermeniler vs vs taraflarımızdan ,yanlarımızdan oyulmaya ve yorulmaya devam edeceğiz.Her daim dile getiririm bunu ne geçmişte ne gelecekte hiçbir zaman rahat bırakılmayacak bu ülkede birilerinin bizi rahat bırakmasını dilemek sanırım çok komik olurdu.

Peki Biz hala ne yap mı yoruz?

Biz hala belli olan yaraya tedaviyi eksik uyguluyoruz.Evet Terörle dağda gerektiği gibi mücadele edersin ,silahla bombayla .

Sahada ki kin sahadaki ikna edilmemiş ,acılarını halen daha yaşatan aktaran halkın içindeki o yüreği kalbi nasıl fetih edeceksin.

Biz hala Terör bölgesine atanan kamu personelimizi şark görevi adı altındaki zorunlu hizmete mağruz bırakarak oralara gönderiyoruz.

Adı üzerinde ‘’ Zorunlu Hizmet’’Zorunlu kılınan ve zorla olan..Gönül olmadan ,sevda olmadan verilmeye çalışılan hizmet.Gönül verilmeden yapılan işten ne kadar hayır çıkarsa ,,,,,

Kendi dışında ki olaylara müdahale etmen kendi içinde olanlardan daha zordur. Adı üstünde kendi dışında olanlar kontrolünde olmayanlar.

Daha çok içinize bakacaksınız ..Önce içinizdeki cerrah atları temizleyip içinizi güçlendireceksiniz..

Çatlaklarınızı kapatacaksınız ki ,i aralardan kimse sızmasın ,sızamasın

Bu gün kanayan ,kanatılmaya çalışılan bir yaranız var ise bu yaraya yaptığınız müdahale sanki hiç bir şey yokmuş gibi olmamalı.

Nasıl olmalı peki?

Hani derler ya ‘’Sorunu görebilecek kadar akıllıysan çözümü görebilecek kadarda akıllısındır’’

Terör bölgesine atanan tüm kamu çalışanları kurayla değil ,özel eğitimli olarak özellikle gönüllülerden seçilerek gönderilmeli.Kürtçe bilmeli ve öğretilmeli.

Özel ücret politikası uygulanmalı ,görevleri bitince yaşamlarının geri kalan kısmında yaşam kaliteleri garanti edilmeli.

Hepsi mesleki yetkinliklerinin yanında birer halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışmalı.Geçmişte kürt halkının yüreklerinin tam orta yerine yerleştirilmiş acıların izlerini silmek için canla,başla,sabırla, sebatla çalışmalı.

Terör yerlerine ;zarar ,ziyan gözetmeden yakılmasına yıkılmasına bakılmadan,inatla ısrarla iş sahaları açılmalı hatta bazı iş adamları veya iş kadınları görevlendirilmeli o anda kurdukları iş yerlerinin yakılması yıkılmasındaki zarar ziyanı gözetmek yerine yıllardır var olan bu terör belasının oluşturduğu genel zararı göz önünde bulundurmalıdırlar.

Bol ,bol çocuk parkları yapılmalı özellikle Hakkari ve Şırnağ a ..

İnsanların geceleri oturmak için köprü ayaklarından başka yerleri yoksa gerisini siz düşünün..

Yani mevcut duruma göre strateji ,tavır geliştirilmeli

İzmir ile Hakkari aynı değil ki .İstanbul dan ya da Ankara dan bakınca Hakkari net gözükmüyor.

Gitmek,kalmak, yaşamak Emek vermek ,Israr etmek ,devam etmek,vazgeçmemek gerek.

Var mı gelen?

Sevda Güner Kişisel Web Sitesi